Kürsü
HASAN EL-BENNAÂ’NIN Ä°LKELÄ° DURUÅžUNDAN DERS ALMAK
“Siz ey iman edenler! Allah’ın destekçileri olun! Tıpkı Meryem oğlu İsa’nın, havarilerine “Allah’a giden yolda kim bana var gücüyle destek olur?” deyince, havarilerin “Biziz Allah dâvâsının gönüllü destekçileri!” demeleri gibi… Nitekim İsrâiloğullarından bir gurup (ona) inandı, bir gurup da inkâr etti. Bunun üzerine Biz de iman edenleri düşmanlarına karşı dirençli kıldık: Sonunda galip gelenler onlar oldu.” (Saff 61:14).
Çağının şahidi İmam Hasan el-Benna (1906-1949), son yüzyılda İslam dünyasını en çok etkileyen Müslüman önderlerden biri olarak, sadece Mısır halkına ya da İhvân-ı Müslimîn cemaati mensuplarına değil tüm dünya Müslümanlarına tarz-ı hareketlerine ilişkin önemli bir ilkesel çerçeve çizmektedir.
14 Ekim 1906’da Mısır’ın Buhayra iline baÄŸlı Mahmudiye kasabasında dünyaya gelen Hasan Ahmed Abdurrahman el-Benna, ilk eÄŸitimini hadis âlimi pederi Ahmed Abdurrahman el-Benna’dan aldı. Sekiz yaşındayken kaydolduÄŸu Râşid Medresesi’nde temel dinî eÄŸitimini aldı, Kur’an’ın bir kısmını burada ezberledi. Çok sevdiÄŸi ve etkilendiÄŸi müdürü Muhammed Zehran’ın medreseden ayrılışı sebebiyle Hasan el-Benna, modern tarzda eÄŸitim veren ortaokula kaydoldu. Bir taraftan Kur’an hıfzını tamamlamaya gayret ederken öbür taraftan “Haramları Önleme Cemiyeti” ve “Ahlâk ve Edep Cemiyeti” gibi sivil toplum kuruluÅŸlarında da aktif rol aldı.
el-Benna emperyalizme karşı millî bir hareket oluşturulması gerektiğini sürekli işlemiş; Müslüman milletlerin İslam ilkelerine dayanan birliğine vurgu yapmıştır.
Ä°lköğrenimini tamamladıktan sonra Kahire’ye giden el-Benna, burada “Küçük Ezher” olarak bilinen ve öğretmen yetiÅŸtiren Dâru’l-Ulûm’a kaydoldu. Bu dönemde kendini ilmî faaliyetlere adayan Hasan el-Benna, ayrıca Ä°ngiliz sömürgeciliÄŸine karşı yoÄŸun faaliyetlerde bulundu. Dönemin tanınmış âlimleriyle temas kurup, onları bir araya getirmeyi baÅŸardı. Öğrencilik yılları boyunca halkı bilinçlendirmek için açık ve kapalı alanlarda çok sayıda toplantı düzenledi.
Dâru’l-Ulûm’u birincilikle bitiren Hasan el-Benna, öğretmen olarak göreve baÅŸladığı Ä°smailiye’de de toplantılarını sürdürdü. Bu sayede etrafında birçok insan toplandı. 1928 yılı Mart ayında, Ä°smailiye’deki evinde toplanan bir grup arkadaşıyla Ä°slam davası uÄŸrunda canla baÅŸla mücadele edeceÄŸine dair yemin ederek, Müslüman KardeÅŸler TeÅŸkilatı’nın temellerini attı. 1933 yılında teÅŸkilatın genel merkezini Kahire’ye taşıma kararı alan Hasan el-Benna, ailesiyle beraber baÅŸkente yerleÅŸti. ÖğretmenliÄŸini devam ettirdiÄŸi bu dönemde zamanının çoÄŸunu, Müslüman KardeÅŸler’in faaliyetlerine ayıran el-Benna, erkek ve kız çocuklarına yönelik okulların açılmasına önayak oldu.
Dünya Savaşı sırasında Mısır’da iktidarı elinde tutan hükümetlerin, Ä°ngilizlerin talepleri doÄŸrultusunda teÅŸkilata baskı yaptıkları dönemde, Hasan el-Benna ve arkadaÅŸları da birçok defa tutuklandı. Hasan el-Benna’nın Mısır’daki sömürgeye son vermek için Ä°ngiltere’ye savaÅŸ açmasıyla, teÅŸkilat üzerindeki hükümet baskıları daha da arttı. Baskılara direnen Müslüman KardeÅŸler TeÅŸkilatı, Filistin meselesine de el atarak, düzenlediÄŸi büyük bir protesto gösterisiyle Ä°ngiliz desteÄŸindeki Yahudi göçü ve siyonist devlet aleyhine güçlü bir kamuoyu oluÅŸturdu. 6 Mayıs 1948’de teÅŸkilatın Mısır ve Arap ülkelerine Yahudilerle savaÅŸ konusunda yaptığı cihat çaÄŸrısı ve Filistin’e gönderdiÄŸi çok sayıda taraftar, teÅŸkilatın Mısır hükümeti tarafından yasadışı ilan edilmesine ve 12 Ocak 1949’da bütünüyle kapatılmasına neden oldu.
TeÅŸkilatın kapatılması üzerine, kurucusu olduÄŸu “Müslüman Gençler Cemiyeti”nde faaliyet göstermeye baÅŸlayan el-Benna, 12 Åžubat 1949 günü akÅŸamı teÅŸkilat merkezinden evine dönerken, suikasta uÄŸrayıp otomobiline açılan ateÅŸ sonucu ÅŸehid edildi (el-Benna, 2007; el-Beyyûmî Gânim, 1997).
el-Benna’ya göre Ä°slam ümmetinin geri kalmasının yegâne nedeni, Müslümanların Ä°slam dininin ilkelerinden uzaklaÅŸarak Batı’yı model almış olmalarıdır.
Hasan el-Benna, eserlerinde sıklıkla emperyalizme karşı millî bir hareket oluÅŸturulması gerektiÄŸini iÅŸlemiÅŸ; Müslüman milletlerin Ä°slam ilkelerine dayanan birliÄŸine vurgu yapmıştır. Ona göre Ä°slam ümmetinin geride kalmasına neden olan yegâne unsur, Müslümanların hızla dinden uzaklaÅŸarak Batı’yı örnek almış olmasıydı. KurtuluÅŸ, ancak Ä°slam ilkelerine geri dönmekle mümkündü. Devlet, Ä°slam dini temelinde teÅŸkilatlanmalı ve Ä°slam hukuku geçerli kılınmalıydı. Toplumun ahlâk ve eÄŸitimi, Ä°slam ilkeleri doÄŸrultusunda yönlendirilmeli, toplumsal imtiyazlara ve adaletsizliklere son verilmeliydi.
Hayatı bütün yönleriyle kuÅŸatan Ä°slam’ın inanç ve ibadetlerle sınırlandırılamayacağına devamlı surette vurgu yapan el-Benna, iç ve dış politika, uluslararası iliÅŸkiler, emperyalizmle mücadele, inanç ve düşünce özgürlüğü gibi meselelerde Ä°slam’ın önemli ilkeler vazettiÄŸini; Hatıralarım, Müslüman Kadın, Hadis Ä°limleri AraÅŸtırmaları, DoÄŸum Planlaması, Ä°slam’da Barış, Davamız, Risaleler, Metot Risalesi, Seçim Risalesi, Kur’an-ı Kerim’in Hedefleri gibi eserlerinde anlatmıştır (el-Benna, 2016b:11-12).
İlkeler Çerçevesinde Hareket Halinde Olmak ve Faaliyet Üretmek
el-Benna, hayatı bütün yönleriyle kuÅŸatan Ä°slam’ın inanç ve ibadetlerle sınırlandırılamayacağını devamlı surette izah etmiÅŸtir.
“On Ä°lkemiz” isimli eserinde Hasan el-Benna, toplumsal ıslah hareketi olan Müslüman KardeÅŸler TeÅŸkilatı’nın temel ilkelerini saymakta ve bunları detaylı bir ÅŸekilde açıklamaktadır. Bu ilkeler sırasıyla; idrak, ihlas, amel, cihat, fedakârlık, itaat, sebat, arınma, kardeÅŸlik ve güvendir.
Ä°slam’ın hayatın her alanını kuÅŸatan bir sistem olduÄŸuna sıkça iÅŸaret eden el-Benna “idrak” ilkesinde, Ä°slam’ın temel yapı taÅŸlarının ilki olan inanç meselelerine deÄŸinmiÅŸ, teÅŸkilatının bu meselelerdeki tutumunu yirmi maddede açıklamış ve idrak ilkesini “Anayasamız Kur’an, önderimiz Rasulullah” sloganı ile özetlemiÅŸtir.
Ä°hlası, “söz, davranış ve gayretinde kiÅŸinin tamamen Allah’a yönelmesi” olarak tanımlayan el-Benna, bu ilkeyi hayata geçiren kimsenin menfaati uÄŸruna deÄŸil, düşüncesi uÄŸruna çaba sarf edeceÄŸine vurgu yapmış ve “ihlas” ilkesini “Gayemiz Allah” sloganı çerçevesinde izah etmiÅŸtir.
Üçüncü ilke olarak belirlediÄŸi “amel” ilkesinde el-Benna, eylemin ilim ve ihlasın meyvesi olduÄŸunu vurgulamış ve bu ilkede Müslüman bir ferdin, ailenin, toplumun ve hükümetin niteliklerinin nasıl olması gerektiÄŸini anlatmış, eylemin “fitne sona erinceye ve hayatın Allah’a adanmasına (mâni olmak isteyen tüm baskı ve zulümler ortadan kaldırılıncaya) kadar” (Enfâl 8:39) devam etmesi gerektiÄŸinin altını çizmiÅŸtir.
Cihadı “kıyamete kadar geçerli bir farz” olarak tanımlayan el-Benna, bu ilkede cihadın mertebelerine deÄŸinmiÅŸ ve onu “Yolumuz cihat” sloganı etrafında açıklamıştır.
“Cihat” ilkesiyle baÄŸlantılı olarak belirlediÄŸi “fedakârlık” ilkesinde ise, dünyada fedakârlık olmadan bir cihadın söz konusu olamayacağına dikkat çekmiÅŸ, fedakârlığı; “canını, malını, zamanını ve hayatını davası uÄŸruna sarf etme” olarak tanımlamış ve bu ilkeyi “En yüce arzumuz Allah yolunda can vermek” sloganı ile özetlemiÅŸtir.
Ä°taati, “Hem zorlukta hem de kolaylıkta, zorunlu ve aktif olarak verilen talimata anında uyma” ÅŸeklinde açıklayan el-Benna, “itaat” ilkesini “tanıtma, yapılandırma ve uygulama” baÅŸlıkları altında üç aÅŸamada incelemiÅŸ ve baÅŸarıyı elde etmenin yegâne yolunun “itaatin olgunluÄŸa ulaÅŸması”ndan geçtiÄŸini ifade etmiÅŸtir.
Vakti ve sabrı bir “tedavi yöntemi” olarak gören Hasan el-Benna, “sebat” ilkesinde, hedefe ulaÅŸmada zaman biraz uzasa da, birçok engelle karşı karşıya kalınsa da Müslüman bir ferdin amacı uÄŸruna kesintisiz ÅŸekilde gayret sarf etmesi gerektiÄŸini vurgulamıştır.
Arınmayı, “düşünceyi, yabancı ilke ve kiÅŸilerden kurtarma” ÅŸeklinde tanımlayan el-Benna, bu ilkede Ä°slam düşüncesinin en yüce düşünce olduÄŸunu vurgulamış, “arınma” ilkesinin çatısı altında insanları altı sınıfa ayırmış ve kiÅŸiler gibi kurumların da bu tasnif çerçevesinde farklı hükümlere tabi olduÄŸunu anlatmıştır.
el-Benna “Hareketimizin On Ä°lkesi” baÅŸlıklı risalesinde, inancın en saÄŸlam ve en deÄŸerli baÄŸ olduÄŸuna dikkat çekerek, kardeÅŸlik bağını “akide/iman bağıyla kalplerin ve ruhların birbirine baÄŸlanması” ÅŸeklinde ifade etmiÅŸ ve kurdun sürüden ayrılan koyunu kapması gibi, kiÅŸinin Müslüman kardeÅŸlerinden ayrılması durumunda, ÅŸer odakları tarafından hedef alınacağını ve israf edileceÄŸini belirtmiÅŸtir.
Hedefe ulaÅŸmada, karşılaşılan engelleri aÅŸmada ve zorlukların üstesinden gelmede en etkili unsurun, teÅŸkilat yöneticileriyle mensuplarının birbirlerine karşı duyduÄŸu “güven” olduÄŸunu belirten el-Benna, “güven” ilkesinde Müslüman bir ferdin, yönetimine olan güvenini sorgulaması ve iliÅŸkilerini gözden geçirmesi gerektiÄŸine vurgu yapmış ve bu sorgulamada kendisine yardımcı olacak bazı sorular da yöneltmiÅŸtir.
Ä°slam’ın Siyaset Anlayışını DoÄŸru Kavramaya Çalışmak
el-Benna, bir toplumsal ıslah hareketi olan Müslüman KardeÅŸler TeÅŸkilatı’nı; idrak, ihlas, amel, cihat, fedakârlık, itaat, sebat, arınma, kardeÅŸlik ve güven ilkeleri üzerine kurmuÅŸtur.
Beyan Yayınları tarafından eserlerin içeriklerine layık estetik bir formda okurun dikkatine sunulan “Ä°ki Dil Bir Eser” serisi arasında çağının ÅŸahidi Ä°mam Hasan el-Benna “On Ä°lkemiz” baÅŸlığıyla Gamze Özden tarafından Türkçeye kazandırılan eserinden özetle iktibas ederek Hasan el-Benna’nın ilkeli duruÅŸunu günümüz kanaat önderlerinin ve tabilerinin dikkatine sunmakta yarar görüyorum. Burada eserin sadece sunuÅŸ kısmını olduÄŸu gibi iktibas etmekle yetineceÄŸim:
“Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a; salât ve selam takva ehlinin önderi, mücahitlerin komutanı, emin elçi efendimiz Muhammed Mustafa’ya ve kıyamet gününe kadar onun yolunu takip edenlere olsun.
Elinizdeki bu risale, davalarının yüceliğine ve fikirlerinin kutsallığına inanan, samimiyetle bu yolda yaşayıp, bu yolda ölmeye azmeden mücahit kardeşlere, Müslüman kardeşlere ithaf edilmiştir. Ezberlenmek üzere dersler niteliğinde değil; bilakis uygulanmak üzere talimatlar niteliğindeki bu veciz sözleri, sadece o kardeşlerime iletiyorum. Ey sözünün eri Müslüman kardeşlerim, harekete geçin!
“De ki; ‘Çalışın, yapın. Yaptıklarınızı Allah da Rasulü de mü’minler de göreceklerdir. Sonra gaybı da görülen âlemi de bilen Allah’ın huzuruna döndürüleceksiniz. O da size bütün yapmakta olduÄŸunuz ÅŸeyleri haber verecektir.’” (Tevbe 9:105).
“Ä°ÅŸte bu, benim dosdoÄŸru yolumdur. Artık ona uyun. BaÅŸka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip, O’nun yolundan ayırır. Ä°ÅŸte Allah bunları size, sakınasınız diye emretti.” (En’âm 6:153).
Müslüman KardeÅŸler TeÅŸkilatı dışındaki kardeÅŸlerimiz içinse, dersler, konferanslar, kitaplar, makaleler, açıklamalar ve yönetmelikler mevcuttur. ‘Herkesin yöneldiÄŸi bir yön vardır.’ ‘Haydi, hep birlikte hayırlara koÅŸun, hayırlarda yarışın! Allah, hepsine de en güzel olanı vaat etmiÅŸtir.’ Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.”
“Siz ey iman edenler! Sizi elem verici bir azaptan kurtaracak bir alışveriÅŸe yönlendireyim mi? Allah’a ve Elçi’sine güvenirsiniz, Allah dâvâsı uÄŸrunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edersiniz: böyle yapmanız sizin için daha hayırlıdır; tabii ki eÄŸer bilgiyle (hareket) ederseniz. (Böyle yaparsanız) O sizin günahlarınızı bağışlayacak ve sizi zemininden ırmakların aktığı cennetlere koyacaktır; kalıcı güzelliÄŸin merkezi olan cennetlerdeki tarifsiz huzur köşklerine: iÅŸte gerçek büyük baÅŸarı budur! Ve kendisiyle sevineceÄŸiniz bir ÅŸey daha var: Allah’tan bir yardım ve görünen bir zafer. Artık müminlere müjde ver!” (Saff 61:10-13).
- Hasan el-Benna. (2016a). On Ä°lkemiz. çev. Gamze Özden, “Ä°ki Dil Bir Kitap” serisi içinde, Arapça-Türkçe, Ä°stanbul: Beyan Yayınları, 96 s.
- Hasan el-Benna. (2016b). Ä°slam ve Siyaset. çev. Gamze Özden, “Ä°ki Dil Bir Kitap” serisi içinde, Arapça-Türkçe, Ä°stanbul: Beyan Yayınları, s.7-13.
- Hasan el-Benna. (2007). Hatıralarım (Müslüman Kardeşler), çev. M. Beşir Eryarsoy ve Osman Arpaçukuru, İstanbul: Beka Yayınları, s.29-45.
- Ä°brahim el-Beyyûmî Gânim. (1997). “Hasan el-Benna” Maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı Ä°slam Ansiklopedisi (TDVÄ°A), Ä°stanbul: Cilt: 16, s.307-310
Henüz yorum yapılmamış.